İlk kez düzenlenen devlet okul öncesi eğitim kurumlarında (anaokulu) çalışan yönetici kadronun diagnostik değerlendirmesi 25 Ekim'de gerçekleşti.
Sınava katılanlardan biri de Şamahı ilçesinin Sabir kasabasındaki kreş-anaokulunun müdürü Sevinc Adgözəlova'dır.
AzEdu.az onunla iletişime geçti.
“1982 yılında Bakü Okul Öncesi Pedagoji Teknik Okulu'nda uzaktan eğitimle, okul öncesi eğitim uzmanlığı üzerine eğitim aldım. Aynı yıl itibarıyla eğitimci olarak faaliyete başladım. Daha sonra, 1986 yılında Lenin Adına Azerbaycan Pedagoji Enstitüsü'nde okul öncesi kurumların pedagojik ve psikolojik alanı üzerine yükseköğrenim gördüm.
1982 yılından 1990 yılına kadar Şamahı ilçesinde eğitimci olarak görev yaptım. Daha sonra, 1990 yılından 1996 yılına kadar Şamahı ilçesinin Sabir kasabasındaki kreş-anaokulunda metodist olarak çalıştım. Halihazırda aynı kreşte müdire olarak görev yapmaktayım. 1996 yılından beri müdür olarak görev yapıyorum. 1980 yılından itibaren genel olarak pedagojik faaliyete başladım, bu da artık 40 yıldan fazladır.
Bana öyle geliyor ki, diagnostik değerlendirme belirli boşlukları ortadan kaldırabilecek. Sonuç olarak, kimlerin bu alanda deneyimli olduğu ve kimlerin yeniden eğitime ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor. Amaç kimseyi ayıplamak veya eleştirmek değildir. Bu değerlendirmenin amacı, yöneticileri belirlemek ve kimlerin daha fazla eğitime ihtiyacı olduğunu ortaya çıkarmaktır.
Bu değerlendirme, profesyonel yöneticilik alanında daha sağlıklı ilişkilerin oluşmasına zemin hazırlıyor. Uzun yıllar pedagojik alanda faaliyet gösteren müdürler var. Onlar için bu değerlendirme sistemi yeni, belirli bir stres yaratabilir. Bu nedenle belirli psikolojik hazırlıklar olmalıydı.
Sınavın ilan edilmesi ve zamanının belirlenmesi biraz beklenmedik oldu, arada kısa bir ara vardı. Ne kadar deneyimli olsak da mükemmel değiliz, sınav belirli ölçüde stres yarattı. Test, sınav heyecanı herkes için stres ve endişe yaratır.
Uzun yıllardır bu alandaki temel sorunlardan biri yönetim kalitesinin eşit olmamasıdır. Değerlendirme sonucunda kimlerin profesyonel, kimlerin ise yeniden eğitime ihtiyacı olduğunu belirlemek mümkündür. Bu da profesyonel yöneticilik alanında daha sağlıklı ilişkilerin oluşması için zemin hazırlar. Ayrıca, çocukların sosyal, duygusal ve entelektüel gelişimine olumlu etki edebilir. Her şey yönetimin faaliyetine bağlıdır.
Sınavdan 45 puan aldım. Açıkçası, daha yüksek bir sonuç bekliyordum. Çünkü sorular durumsal idi ve cevap vermek mantıklı düşünce gerektiriyordu. Ama yine de kendi sonucumdan memnun kaldım. Biraz daha dikkatli olsaydım, daha iyi bir sonuç elde edebilirdim. Herkes sorulara kendi prizmasından yaklaşıyor. Bana öyle geliyor ki, orada zor bir soru yoktu. Sorular durumsal formatta hazırlanmıştı. Bu, belki de bazı insanlarda zorluk yaratabilirdi. Benim için ise ilginç ve faydalı oldu. Durumsal sorulara cevap vermek düşünmeyi gerektiriyordu ve seçenekleri seçmek de ilginçti. Genel olarak, soruların zorluk seviyesi orta idi.
Sınav, müdürlerin profesyonelliğinin artırılmasında olumlu rol oynayacak bir süreçtir. Bu değerlendirme süreci sadece cezalandırma veya eleştiri amacı taşımaz. Bana öyle geliyor ki, bu, gelişim için motive edici bir adımdı. Bugün şeffaf, objektif, gelişim odaklı bir diagnostik yapılıyorsa, bana öyle geliyor ki, bu, ülkemizde okul öncesi eğitimin kalitesine çok ciddi etki edecektir. Herkes artık neyin üzerinde çalışması gerektiğini, gelişim alanını, ya kendini geliştirmek ya da kurumunu geliştirmek için hangi yönü seçeceğini netleştirecektir”.