Öncelikle belirtmeliyim ki, adayların önce mezuniyet sınavlarına odaklanması ve daha sonra kısa süreli blok sınavına hazırlık aşamasına geçmesi, öğretim sürecinin içeriğinde sistemsizlik ve stratejik uyumsuzluk yaratmaktadır.
Bu görüşleri AzEdu.az'a eğitim uzmanı Kamran Əsədov açıklamasında belirtti.
O, mezuniyet sınavı formatının esasen orta öğretimin sonuçlarını değerlendirmeye, yani bilgilerin minimum düzeyde edinilmesini ölçmeye yönelik olduğunu belirtti:
"Bu, özellikle disiplinlerarası bilgilerin derinleşmesine, analitik düşünme becerisinin oluşmasına ve yüksek sonuçların elde edilmesine olumsuz etki etmektedir. İstatistiksel gözlemler göstermektedir ki, bu modelle hazırlanan adayların büyük bir kısmı kabul sınavlarında yüksek sonuç gösterememektedir yani 300 puandan yüksek sonuç elde edenlerin önemli bir kısmı yıl boyunca düzenli ve bütünleşik bir şekilde hazırlık yapan adaylardır.
Mezuniyet sınavı formatı esasen orta öğretimin sonuçlarını değerlendirmeye, yani bilgilerin minimum düzeyde edinilmesini ölçmeye yöneliktir. Bu sınavlar yapısal olarak üretken (ezberleme ve tekrarlama) bilgiyi ölçer. Oysa blok sınavları adaydan analitik, mantıksal, karşılaştırmalı düşünme ve uygulama becerileri talep eder. Bu iki sınavın özündeki farklılığa rağmen, birçok aday hazırlığı aynı prensiple yürütür, sonuç olarak ise kavramsal farklılıkları anlamadan aynı yöntemle sorulara yaklaşır. Bu, özellikle matematik, tarih ve kimya gibi derslerde kendini daha net gösterir, çünkü bu derslerde bilgi sadece ezberleme değil, düşünce sıralaması ve derin mantık gerektirir.
Kısa süreli, yoğun blok hazırlığı metodik açıdan sürekli öğrenmeyi sağlamaz. Uluslararası psikopedagojik araştırmalar göstermektedir ki, uzun süreli ve kesintisiz hazırlık sırasında belleğin sabitlenmesi 2,5 kat daha etkili olur. Kısa yoğun dönemde ise “kitlesel yüklenme etkisi” oluşur yani bilgiler hızla öğrenilse de çabuk unutulur. Bu nedenle aday mezuniyet sınavından sonra sadece 1–2 ay içinde blok sınavına hazırlandığında, beyin yeni bilgileri uzun süreli belleğe aktarmaya zaman bulamaz. Sonuç olarak, yüksek puan toplamak için gereken derin kavrayış oluşmaz".
Mezuniyet sınavından sonra adaylarda psikolojik yorgunluk oluşur:
"Bu yaklaşım, aynı zamanda stresin ve motivasyon dalgalanmalarının artmasına neden olur. Çünkü mezuniyet sınavından sonra adaylarda psikolojik yorgunluk gözlemlenir, ardından ise yüksek seviyeli blok sınavına kısa sürede hazırlık talebi ek baskı yaratır. Bu, performansta dalgalanmalara yol açar. Bilim ve Eğitim Bakanlığı'nın 2023 yılı verilerine göre, mezuniyet sınavında yüksek sonuç gösterenlerin yaklaşık yüzde 42'si blok sınavında aynı seviyeyi koruyamamaktadır. Bu, tam da hazırlık modelinin sürekli olmamasının bir sonucudur.
Dünya deneyiminde adayların hazırlık süreci aşamalı olarak düzenlenir. Örneğin, Finlandiya, Güney Kore ve Estonya'da okul programı ile yükseköğretim sınavları arasında içerik entegrasyonu vardır. Bu ülkelerde öğrenciler son iki yılda hem mezuniyet hem de kabul sınavlarına paralel hazırlanır ve değerlendirme sürecinin tek bir planlama altında olması nedeniyle ek özel ders ihtiyacı azalır. Azerbaycan'da ise mezuniyet sınavları ile blok sınavları arasında hem içerik hem de psikolojik fark çok büyüktür, bu da adayı iki ayrı rejimde çalışmaya mecbur eder.
Hazırlanmanın bu modeli aynı zamanda öğretim planlarının koordinasyonsuzluğundan kaynaklanır. Okullarda mezuniyet sınavına yönelik öğretim daha çok dersin temel kısmına odaklanırken, kabul sınavında derslerin derin konuları üstünlük sağlar. Sonuç olarak, adaylar yılın büyük bir kısmını tekrar ve test stratejilerine harcar, sonra ise zaman kısıtlılığı içinde karmaşık soru tiplerini öğrenmeye çalışırlar. Bu, uzun vadeli akademik gelişimi sağlamaz ve sadece “sınava yönelik öğrenme” alışkanlığını güçlendirir".
Mezuniyet sınavından sonra kısa süreli hazırlık metodunun uygulanması sonuç itibarıyla verimli değildir:
"Olumlu tarafı şudur ki, mezuniyet sınavlarının sonuçları belirli bir anlamda adaylara kendi bilgi seviyelerini ölçme ve zayıf yönlerini belirleme imkanı sunar. Ancak bu fırsattan doğru şekilde yararlanmak için hazırlık süreci düzenli, aşamalı ve planlı olmalıdır. Bilim ve Eğitim Bakanlığı'nın son yıllarda kabul sınavlarının içeriğini mezuniyet sınavlarıyla uyumlu hale getirme yönünde attığı adımlar bu problemi aşamalı olarak azaltmaktadır. Ayrıca, “dijital öğretim kaynakları”nın genişletilmesi ve eğitim programlarının senkronize edilmesi gelecekte bu boşluğu azaltacaktır.
Kanaatimce, mezuniyet sınavından sonra kısa süreli hazırlık metodunun uygulanması sonuç itibarıyla verimli değildir. Yüksek sonuç için hazırlık süreci yıl boyunca sürekli, aşamalı ve düşünülmüş bir şekilde yürütülmelidir. Bilim ve Eğitim Bakanlığı'nın amacı da bu doğrultuda ders programlarının entegrasyonunu sağlamak, okulda verilen bilgi ile kabul sınavının talebi arasında bir köprü oluşturmaktır. Eğer bu yaklaşım düzenli olarak uygulanırsa, adayların sınav sonuçları yükselecek, stres seviyesi azalacak, eğitim süreci ise daha sistemli ve amaca yönelik bir karakter kazanacaktır".