Günümüzde üniversitelerin rolü sadece nitelikli personel yetiştirmekle sınırlı değildir. Onlar aynı zamanda toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel gelişiminde önemli bir katılımcı haline gelmişlerdir. Bu durum ise yükseköğretim kurumlarının değerlendirme kriterleriyle ilgili yeni yaklaşımları gündeme getirmektedir.
Üniversiteler sadece bilimsel makale sayısı ve sıralamalarla mı ölçülmeli, yoksa ülkenin genel gelişimine sağladığı katkılar da dikkate alınmalı mıdır?
Konuyla ilgili AzEdu.az'a açıklama yapan Emektar öğretmen, eski milletvekili Sona Aliyeva, modern dünyada üniversite anlayışının çoktan değiştiğini belirtmiştir:

"Artık üniversite sadece diploma veren veya bilimsel makale yayımlayan bir kurum değildir. O, ülkenin ekonomisine, iş gücü piyasasına, inovasyon ortamına ve toplumun genel gelişimine gerçek etki gösteren bir merkezdir. Bu açıdan üniversiteleri sadece sıralamalar ve makale sayısı ile ölçmek yeterli değildir. Elbette, bilimsel makaleler, "Scopus" ve "Web of Science" gibi sıralama sistemlerinin göstergeleri akademik potansiyelin önemli indikatörleridir. Ancak bu göstergeler üniversitenin topluma ne verdiğini tam olarak açıklamaz. Üniversite bilim üretiyorsa, şu soru ortaya çıkar: bu bilim nerede uygulanıyor, kime fayda sağlıyor, ülkenin hangi sorununu çözüyor? Bence, yükseköğretim kurumlarının değerlendirilmesinde milli ekonomiye ve iş gücü piyasasına katkı da temel kriterlerden biri olmalıdır.
Üniversite mezunları ne ölçüde iş buluyor, hangi alanlarda değer yaratıyor, iş dünyası ve sanayi ile gerçek iş birliği var mı, start-up'lar ve yenilikçi girişimler ortaya çıkıyor mu vb. bunlar ölçülmelidir. Eğer üniversite binlerce mezun veriyor, ancak onların büyük bir kısmı uzmanlık alanlarına uygun iş bulamıyorsa, bu ciddi bir sinyaldir. Aynı zamanda üniversitelerin inovasyon ekosistemindeki rolü de ayrıca değerlendirilmelidir. Patentler, uygulamalı araştırmalar, teknoparklarla iş birliği, yerel sorunlara yönelik bilimsel çözümler - bunlar gerçek gelişim göstergeleridir ve kağıt üzerindeki sıralamalardan daha etkilidir.
Diğer önemli mesele ise üniversitelerin toplumsal ve milli sorumluluğudur. Yükseköğretim kurumları gençlere sadece meslek değil, aynı zamanda vatandaşlık duruşu da kazandırır. Vatanseverlik, milli değerlerin korunması, toplumsal bilinçlendirme, toplumla açık diyalog – bunlar da üniversite misyonunun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu faaliyetler ölçülmesi zor olsa da göz ardı edilmemelidir. Genel olarak, üniversiteler çok yönlü değerlendirilmelidir.
Bilimsel göstergeler kalmalı, ancak bunların yanına ekonomik etki, sosyal katkı, mezunların kaderi ve milli gelişimdeki rol gibi kriterler eklenmelidir. Aksi takdirde, biz güçlü sıralamalara sahip, ancak ülkenin gerçek ihtiyaçlarına zayıf yanıt veren bir üniversite modeliyle yetinmek zorunda kalacağız. Üniversitenin değeri sadece bilimsel makalelerin yazılmasıyla değil, toplum için ne kadar fayda sağladığıyla ölçülmelidir".