Bilim ve eğitim bakanı Emin Amrullayev konuşması sırasında “bilim insanı” adının sahte bilim insanlarından korunmasının önemini vurguladı.
Konuyla ilgili AzEdu.az'a açıklama yapan Azerbaycan, Rusya ve Türkiye'nin iktisat bilimleri doktoru, profesör Zahid Memmedov, bakanın bu konuda tamamen haklı olduğunu belirtti:
“Ne yazık ki, son dönemlerde sahte bilim insanlarının sayısı arttı. Sayıları arttıkça, toplumda da kendilerini gerçek bilim insanı gibi tanıtıyorlar. Elbette, önceki yıllarda bilim insanları kendi aralarında bu tür durumlara karşı tepki gösteriyorlardı.
Özellikle 1990'lı yıllardan sonra varlıklı kişiler, yüksek rütbeli memurlar, hiçbir zaman bilim yuvasında bulunmamış, yükseköğretim kurumlarında çalışmamış insanlar kısa sürede yabancı ülkelerde çeşitli diplomalara sahip oldular. Bu diplomaları elde ettikten sonra sakladılar. Dikkat ederseniz görürsünüz ki, bu kişiler görevden alındıktan sonra ilk olarak yükseköğretim kurumlarına yöneliyorlar. Burada temel soru ortaya çıkıyor: bu sahte bilim insanlarını yükseköğretim kurumlarına kim getiriyor? Onlar bu kurumlara nasıl giriyorlar? İki yüzlü insanların sıraya dizilerek bu sahte bilim insanlarını övmekle meşgul olduklarını görüyoruz.
Bazen kendini bilim insanı olarak adlandıran kişiler de sahte bilim insanlarına katılarak onların propagandasını yapıyorlar. Bakanlık bünyesinde mutlaka bir etik komisyonu olması gerektiğini düşünüyorum. Bu komisyon, sahte bilim insanları ile gerçek bilim insanlarını ayırt etmeli, onların bilimsel faaliyetlerini ve tuttukları görevleri ciddi bir şekilde değerlendirmelidir.
Görüyorsunuz ki, bir kişinin görevde olduğu dönemde “n” kadar bilimsel makalesi var, ancak görevden ayrıldıktan sonra hiçbir bilimsel faaliyeti kalmıyor. Genel olarak, görevde olan bir kişi tam anlamıyla bilimsel faaliyetle meşgul olabilir mi? Hayır. Bu açıdan ilk olarak somut kurallar belirlenmelidir. Örneğin, Türkiye'de eğer milletvekiliyseniz veya bakanlıkta memur olarak çalışıyorsanız, yükseköğretim kurumunda faaliyet gösteremiyorsunuz. Bizde ise bu pratik neden devam ediyor?
Bir kez bile kütüphanede bulunmamış, doktora yolu geçmemiş, yabancı ülkelerin kütüphanelerinde araştırma yapmamış, bilimsel literatürden faydalanmamış bir kişi nasıl gelip bilim insanı derecesi alabilir? Sahte bilim insanına uzmanlığıyla ilgili hangi yabancı ülkenin kütüphanesinde bulunduğunu sorsanız, cevap yok. Okuyucu bileti sunmasını söyleseniz, o da yok. İşte bu yüzden Sayın Bakan'ın dile getirdiği fikirleri olumlu değerlendiriyorum”.
